ONLAR
İnsan suresini okudum az önce
Çoğu zaman olduğu gibi ayetler beni oldukça düşündürdü
Özellikle 7-11. ayetler arasını tekrar tekrar okudum
Onlar, verdikleri sözü tutan ve dehşeti her yeri kaplayacak bir günden korkan kullardır. (İnsan 76/7)
Çaresizleri, yetimleri ve esirleri, seve seve doyururlar. (İnsan 76/8)
(Şöyle derler:) “Biz sizi, sırf Allah yüzümüze baksın diye doyuruyoruz. Yoksa sizden bir karşılık da teşekkür de beklemiyoruz.”(İnsan 76/9)
Çünkü bizler, zor ve insanı iyice bunaltacak bir günde, Rabbimizden /Sahibimizden gelecek cezadan korkuyoruz”. (İnsan 76/10)
Allah da onları o günün sıkıntılarından korur; zengin ve mutlu edecek şeylerle karşılar. (İnsan 76/11)
Evet, bu dünyanın bir de sonrası var
Hepimizin bu dünyada yaptıklarımızın hesabını vereceği bir gün var
O günün çok zor geçeceğini de herkes biliyor
çünkü Allah, tüm insanlara iç dünyalarında bunu gösteriyor
Tıpkı zatının varlığını ve birliğini gösterdiği gibi
Ne demek istediğimi biraz daha açayım
Her insan kendi iç dünyasında bu varlık alemini var eden güçlü ve büyük bir yaratıcının olduğunu bilir
Onun koyduğu doğal sınırları, kuralları aşamayacağını görür
Mesela yemek yemese olmaz, nefes almasa yaşayamaz
Bunları kabullenir
Bu kabullenme bir söz verme gibidir
Sanki Allah “Ben senin Rabbin/Sahibin değil miyim?” diye sormuş, o da “Evet” diye cevap vermiştir
Bir de uyması insanın kendi seçimine bırakılmış sınırlar, kurallar vardır
Sıra bunlara gelince kimi insan bunları kabullenir kimisi ise bunları görmezden gelir
Kabullenenler iyi insan olma yolunda adım adım ilerlerken, görmezden gelenler ise şeytanın adımlarını takip ederek yoldan çıkarlar
İnsan suresinin 7. ayetinde “verdikleri sözü tutan” diye sözü edilen insanlar, Allah’ın seçme özgürlüğü tanıdığı durumlarda da Allah’ın önerdiklerini seçenler olmalıdır
Dehşeti her yeri kaplayacak bir günden yani hesap gününden korkanlar da yine “onlar”dır
Hesap gününde o günün sıkıntılarından korunacak, üstüne bir de zengin ve mutlu edecek şeylerle karşılanacak olanlar da “onlar”dır
Bunu kim istemez ki
Üstelik buna ulaşmak için neler yapmamız gerektiği de ayetlerde açık açık anlatılıyor
“Çaresizleri, yetimleri ve esirleri seve seve doyurmak”
Bakmayı bilirseniz o kadar çok çaresiz var ki dünyada
Çok uzaklara gitmenize gerek yok belki işsiz kalan bir komşumuz var
Belki evinin rızkını zorlukla temin eden bir akrabanız
Hiç mi bulamadınız
Geçen hafta yağan karda, dışarıda kalan kedilerin köpeklerin çaresizliğini de mi görmediniz
Onlara verecek biraz yemeğiniz, bir tas suyunuz da mı yoktu
yoksa bakmayı mı bilemediniz
ya da çevrenizde yetim yok diye dünyada da mı yok sanıyorsunuz
Bir arasanız neler göreceksiniz aslında
Esaret bitti çok şükür diyenlerdenseniz mahpushanelerde gün sayanların/ailelerinin yanından demek ki hiç geçmemiş yolunuz
Onların birinin çocuğunun da en az sizin çocuğunuz kadar ihtiyaçları var ama babası/anası mahpusta
Eli eremez ki gidersin evladının ihtiyacını
Yerine biriniz yetişseniz ne güzel olur
Hem böylece belki İnsan suresinde sözü edilen “onlar”dan oluverirsiniz
Sözün sonu
“Herkesin yaptıkları işlere göre alacağı dereceler vardır. Bu, yaptıklarının tam karşılığını vermek içindir. Kimseye haksızlık yapılmayacaktır.” (Ahkaf 46/19)
Özlem ATA