Bilgi Anlayış ve Davranış

Ahlakın gerekliliğini bilmekle,
ahlaklı olmak iki farklı olgudur.
Bilmek ve anlamak da iki farklı olgudur.
Aslolan bilgi küpü olmak değildir.
Neyi, nasıl, niçin, neden, ne zaman, kimin bildiğini anlamak ve ona göre davranmaktır.

Tekrarlanan davranışlar bize
huy ve karakter kazandırır.
Düşüncenin duyguya,
duygunun, davranışa dönüştüğü
ya da duygunun, düşünceye,
düşüncenin, davranışa dönüştüğü
bilinen bir gerçektir.

Mülk suresi ikinci ayette belirtildiği gibi davranışlarımızdan/yapıp ettiklerimizden hesaba çekileceğiz.

Uygulamaya dökülmeyen bilgi,
anlaşılmayan bilgi sayılır.
Bu yüzden salt bilgi bilinçli davranış kazandırmaz.
Bilgi anlayışa ve davranışa dönüşmezse;
Rabbimizin, bildiğiyle amel etmeyenleri,
merkebe benzetmesi durumuna düşürür.

Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkar eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. (Cuma/5)

 

 Mürüvvet ÇALIŞKAN