Bankalara Haciz Koyma Sanatı

her savaş barış içindi her barış bir istila
Tanrı, vatan, çocuklar için veya adına
kurşunlayan kurşunlanan dua etti her savaş
her savaşta aynı yakarışla aynı tanrıya
sonunda tüm savaşları kazandı bankacılar

fashion mall şantiyesinde gömülen alevi
rezidansın kapısında çawayi diyen bekçi
Güvenpark’ta üstüne benzin döken alperen
mübarek plazadan İsfalta düşen Şule
şehitler tepesine defnedilen vasıfsız
birlik ve beraberlik için ölen mesture
toplumsal cinsiyet ve Kürtler meselesinde
aynı heşteg şerefine nail olmasalar da
ağlayanlarıyla aynı bankaya borçluydular

bankaların zaferiyle yükselen piramitten
bir resimler ırmağı patladı üstümüze
her karesi bir hissi kaydetmeye yağıyor
en saklı gizlerimize sızan bombardıman
bu ayıran parçalayan damıtan obur döngü
bu tarih, bu mabet, bu mezar süpürücü
bu yağdıkça kurutan bu kara yağmur
bu kaçılmaz kameranın kesif galerileri
inancı download eden bu favori bu habis
durmayacak bu irin, bu akın, bu tuz ruhu
hepimiz cinsiyetsiz umarsız olana dek;
korkusuz cesaretsiz meymenetsiz yüreksiz
aynılaşan hepimiz aynı kaskatı sahte
hepimiz piksel kadar bayt kadar hürriyetsiz
düğünsüz, anadilsiz, öksüz, hatta ölümsüz
yıkanacağız aynı ırmakta ırmak da biz
bir yastıkta kocamaya bile çullanan tufan
tek dünya, tek dil, çok taksit, tekbir!
bu boğdukça büyüyen selin finansörleri
hislerimizden kuantum yakıt üretecekler
ve kaçacaklar bir gün uzak gezegenlere
kargoda merak, şiir, tebessüm ve ağıtlar

çocukları linç eden altı mezarlık parkta
yağmur ertesi yanmış ormanı koklar gibi
hafakanlarıma kurşun kalemle neşter attım
kanımdan mor damlalar akıttım kara suya
nefes aldım nefes aldım onlar alkışladılar
sakızı olmayan çam, menzili anafor kuş
evsizler neden terk edemez kentleri bilmem
yağmurda ağlayan kadar görünür yazdıklarım
bu kara su boğmadan batsın batasıcalar

dumura duçar oldum bu kesif kuşatmadan
kötüler istiyorum yedi başlı ejderha
hakiki bir firavun, mütevazi bir Musa
yedi sene mapus yatsam alacağım kadını
duyunca sarsılacak ağıtlar istiyorum
tutamak yamacında tutunamayan perçem
her ahit’te bahsi geçen Dicle kenarı serçem
eli beli iki lafın belini kıramadan
bir dilim domates kadar lorke bir karşılama
razıyım gerçek olsun acı olsun acılar

korkuyorum dizlerimi geçen bu kara sudan
korkabildiğim için şükrediyorum ama
bu yüzden ilan değil susmak isterim aşkı
isyanım nisyanımı gidersin istiyorum
seninle dua eden fotoğrafım olmasın
içimden sana akan nehirleri duyurma
desenin virgülün noktan defterlerinde kalsın
sahilimiz olacak sustuğumuz her anı
sakladığımız tohum, her kaçamak tebessüm
resmini değil kendini paylaştığımız ekmek
ne bileyim küçük olsun ama paradan gerçek
böyle böyle çakıl taşlarından bir dua evi
bankalar ve silah tacirleri göremeyecek
Tanrı görecek ahdi hatırladığımızı
tuttuğumuz eller haciz olacak bankalara
dalgalar piramidi süpürürken gülecek
mülteciler işçiler evsizler kiracılar

Mehmet Efe

Yayınladığı Yer: https://mehmetefe.com/haciz/