Affet Bizi Ya Rab!

Allah’tan gelecek emirlere kulak açmak!

Allah’tan gelen her habere itimat etmek!

Dini sadece Allah’a has kılma gayretinde olmak!

Ahzab suresinin 36. Ayetine “Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resulü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır ” ayetine uymak!

Her emre itaat ederek bütün işlerinde “inandık ve itaat ettik “diyebilmek!

Hayatta mümin kalma gayreti içinde olmak!

Müslüman ölmek için mücadele etmek!

Nebi’nin ne önünde ne de arkasında kalmayı istemek!

Enes ibn-i Malik (r.a.) den şöyle bir rivayet vardır; Peygamber efendimizin nafile ibadetlerini öğrenmek üzere üç kişilik bir grup, peygamber hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine Peygamber efendimizin ibadetleri bildirilince, onlar bunu azımsadılar.

– Allah’ın Resulü nerede biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır, dediler.

İçlerinden biri;

– Ben ömrüm sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım, dedi. Bir diğeri;

– Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim, dedi.

Üçüncü sahabi de;

– Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim, diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şöyle dedi;

– “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanınızım. Fakat ben bazen oruç tutuyor, bazen tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor, hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir.” (Buhari, nikah 1)

Örnek nesil sahabe, Allah Resulünün elinde ilmek ilmek işlenmişti.

Resulullah (a.s.) ümmetini Allah’ın uygun görmediği ruhbanlıktan ve haddi aşmalarında uzak tutmak istemişti.

O (a.s.) biliyordu ki Allah haddi aşanları sevmezdi.

“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı güzel ve temiz şeyleri kendinize haram etmeyin, sınırı aşmayın. Çünkü Allah sınırı aşanları sevmez.” (Maide 5/87)

“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz” (Buhari, ilim 11)

“Din kolaylıktan ibarettir.” (Buhari, iman 29) 

“Allah beni zorlaştırıcı ve şaşırtıcı değil öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi” (Müslim, Talak 29)

Allah Resulünün bunca ikazlarına rağmen nedir bu yeni eklemeler?

Sonradan oluşan bir çok ritüeller?

Gücümüzün üstünde olan yaptırımlar?

Nefret ettirici ve dinden soğutucu zorluklar?

Allah’ın sınırlarının korunması istenilen dinin müntesipleri olarak bizlerin yeniden Kur’an’la inşa olup, Hak dine tabi olmamızın zamanı hala gelmedi mi?

Teferruatlara boğulan ibadetlerimizin bizi olgunlaştırmadığını, Kur’an ahlâkını sunmadığını, ashab gibi karıncayı ezmeyecek inceliğe getirmediğini hala görmeyecek miyiz?

Yaptıkları ibadetleri ya azımsayıp, Resulullah (s.a.v.)’ın bile yapmadığı ibadetleri yaparak, ya da çok görüp yaptıklarıyla övünerek ne bu dünya mutluluğuna ne de ahiret saadetine nail olunmayacağı bilinmelidir.

Bu yolun yolcusu olmak o kadar da güç değildir.

“Ta, Ha. Biz sana bu Kur’an’ı güçlük çekmen için indirmedik” (Ta ha 20/2)

Hak Teala; bu yolun yolcusu olanların, Allah adına İslam’a yardım edenlerin ayaklarını Hak dininde sabit tutacaktır.

“Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah adına İslama ve müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.” (Muhammed 47/7)

Şüphesiz her zorluğun arkasında kolaylık vardır. Dünya ve ahiret saadeti; durmadan çalışmaya ve sadece Allah’a dayanmaya, O’na kulluk etmeye, O’ndan istemeye bağlanmıştır.

“ Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.  Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et.“ ( İnşirah 94/5-8)

Allah’ım! Sen af edicisin. Af etmeyi seversin. Bizleri affet… (Amin)

 

Asiye Türkan’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 10.5.2017 tarihinde yayımlanmıştır.