Allah’a Güveniyor musunuz?
“Allah’a inanıyor musunuz?” diye sormadım dikkat ederseniz; çünkü ben bu soruyu hiç kimseye sorma gereği hissetmiyorum
Bence siz de sormayın
Çünkü
Güneşin her gün doğduğunu, pırıl pırıl parladıktan sonra enfes ışıltılarla battığını gören birine bu soruyu sormak gereksizdir
Donmuş toprağın ilkbahar gelince çözülüp binlerce çeşit bitkiye kucak açtığını, bu binlerce çeşit bitkinin meyvelendikten sonra toprağın kucağına döndüğünü bilen birine bu soruyu sormak gereksizdir
Allah’ın alemlerin Rabbi olduğunu tekrar tekrar duymuş olan birine bu soruyu sormak gereksizdir
İnsan, yaradılışı gereği kendisini yaratan ve yaşatan aşkın bir varlığın olduğunu yani Allah’ı bilir
Yine yaratılışı gereği yaşadığı kâinatı var edenin, rızkını kâinata yayanın Allah olduğunu bilir
çünkü Allah, insanı hem kendi iç dünyasında hem dış dünyada varlığına şahit tutar
Şahit tutar ki hesap gününde insan “Benim hiçbir şeyden haberim yoktu.” diyemesin
Ama bir kişiye şu soruyu sorabilirim: ‘Allah’a güveniyor musun?”
Nedenini açıklayayım
“İman etmek” sözcüğünü Türkçeye çevirmek istersek “inanmak” sözcüğüyle karşılaşırız
Bu durum ise bizi “inanmak” sözcüğünün anlam dünyasında bir yolculuğa götürür
TDK Türkçe sözlüğe bakarsak “inanmak” sözcüğünün ilk anlamı olarak “Bir şeyi doğru olarak benimsemek” anlamıyla karşılaşırız
İkinci anlamı ise “Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek”tir
Yani iman etmenin birinci aşaması “bir yaratıcının varlığının doğruluğuna inanmak” ikinci aşaması “o yaratıcıya güvenmek”tir
Kısaca: Bir yaratıcının var olduğuna inanmak ile o yaratıcıya güvenmek aynı şey değildir
Allah’a inanabilirsiniz ama aynı zamanda güvenmeyebilirsiniz de
Bu -Allah’a inanıp aynı zamanda güvenme yani iman meselesi- çok önemlidir
Çünkü Müminun 23/1’de belirtildiğine göre sadece Allah’a inanıp güvenenler umduklarına kavuşacaklardır
Kur’an’da Allah’a inanıp güvenenler “mümin” sözcüğüyle anılır
Eğer Allah’a inanıp güvenenlerin (Müminler) kimler olduğunu öğrenmek istiyorsak da Kur’an’a bakarız
Aynı surenin ayetlerini okumaya devam edelim
“Onlar derin bir saygıyla namaza duran kimselerdir.” (Müminun 23/2)
“Boş sözlerden de kaçınırlar.” (Müminun 23/3)
“Onlar zekât için çalışırlar.” (Müminun 23/4)
“Bir de edep yerlerini ve çevresini koruyan kimselerdir.” (Müminun 23/5)
“Onlar emanetler ve üstlendikleri görevler konusunda titiz davranan kimselerdir.” (Müminun 23/8)
Enfal suresine de bakalım
“İnanıp güvenenler öyle kimselerdir ki Allah anılınca yürekleri titrer, Allah’ın ayetleri okununca o ayetler, onların imanlarını artırır ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler.” (Enfal 8/2)
Bir de en önemlisi Allah’a inanıp güveniyorsak “Yalnız Allah’a kulluk eder ve yalnız Allah’tan yardım isteriz”
Bu ifadeleri hatırladınız değil mi Fatiha suresinden (Fatiha 1/4)
Ardından “Bizi doğru yoluna kabul et. (Fatiha 1/5)” diye dua ettiğimiz Fatiha suresinin mealini biliyorsanız hatırlamış olmalısınız
Tam da burada Yunus suresi 9. ayet aklımıza gelebilir
“İnanıp güvenen ve iyi işler yapanları, imanlarından ötürü, Rableri doğruya yöneltecektir. Nimet dolu cennetler içinde etraflarından ırmaklar akacaktır.” (Yunus 10/9)
Ve Yunus suresi 25. ayet
“Allah esenlik ve güvenlik yurduna çağırır ve yola gelmeyi tercih edeni doğru bir yola getirir.” (Yunus 10/25)
Şimdi düşünün: Allah’a inanıp güvenerek iyi işler yaparsanız mı daha iyi yoksa Allah var ama yarattıklarına karışmaz diye düşünüp dinden bağımsız bir hayat yaşarsanız mı
Sözün sonu: Allah’a sadece inanmakla yetinmeyin, aynı zamanda güvenin (iman edin) ve hayatınızı onun kitabının rehberliğinde yaşayın ki umduklarınıza kavuşasınız
“Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt, göğüslerde olana şifa, inanıp güvenenler için bir rehber ve ikram (olan Kitap) gelmiştir.” (Yunus 10/57)
Özlem Ata