Avrupa’da Müslüman Aile Eğitimi 

Evlilik, hayatta bir insanın alabileceği en önemli ve en kritik bir karardır. Doğru insanı bulmak ve iyi insanla mutlu bir evlilik yapmak her gencin ve her anne babanın evlatları için en büyük hayalleridir.

Günümüz evliliklerinde birbiri ile iyi iletişim kuramayan aile bireylerin ortak değerlerde birleşememeleri, ortak kararlar alamamaları, farklı dillerde konuşmaları sonucu huzurlu bir ortam elde edilememiştir.

Aile bireylerine yaşadığı topluma uygun, öz değerlerinden taviz vermeden, kişisel ve duygusal etkileşimlere pozitif yönde bakış açısı getiren, bilgi, beceri ve davranışlar kazandırılmalıdır.

Bütün yaşanılan sıkıntıları zamana ve mekâna vermek herkesin kolayına gelir. Eskideki ramazanları, bayramları, komşulukları, evlilikleri, kadın ve erkekleri anmanın ve yaşanılan zaman dilimini ve mekânını beğenmemenin şikayet edene hiç bir getirisi yoktur.

Aslında aynada görülen kendisidir. Ne görmek istiyorsa yaşanılan da o olacaktır.

Doğru insanla evlilik yapmanın yolu doğru insan olmaktan geçmektedir. Kişiliği oturmamış, ne istediğini bilmeyen, gelecek üzerine henüz yaşanmamış olgulara atıf yaparak beklentilerini üstte tutan bireylerin, ne mutlu olma ne de mutlu etme imkânları vardır.

Evlilik, akabinde anne ve baba olmayı gerekli kılmalıdır. İyi bir anne ve baba olmak da öncelikle iyi eş olmaktan geçmektedir.

İyi eş olmak da ancak; sorumluluklarının farkında olmakla, güven verici hal ve hareketler yapmakla, işinin ehli olmakla mümkündür.

Hem iyi bir eş olmak, hem de iyi bir anne  baba olmak gerçekten çok zor bir iştir. Mesleklerin en zoru desek yalan olmayacaktır.

İyi eş olma ve evlat yetiştirme mesleği bu kadar kolay olmamalıdır. Küçük bir meslek eğitimi için yıllarca okul okunurken, insanı mutlu etme ve yetiştirme işini üstlenen anne-baba mesleği için de bir okul olmalıdır.

Trafiğe araba ehliyeti alınmadan çıkılmasının verdiği zayiatlar herkesin malumudur. Evlilik arabasına binerken evlilik ehliyetinin ne kadar önemli olduğu da herkesin diğer bilmesi gereken bir gerçektir.

Araba kazası sonucunda nice canlar yanarken, aile kazaları da bu sayıyı aratmayacak kadar çoktur. Hatta gelecek nesiller üzerindeki etkisi anlatılırsa, çok daha fazla olduğu görülecektir.

Yıllarca aileler üzerine yapılan çalışmalarda, alışkanlıkların değiştirilmesinin ne kadar zor olduğu görülmüştür.

Yıkılan evliliklerin altında kalan nice gözü yaşlı, kalbi kırık yavrular, anne babalar ve yakın uzak sevenler olmuştur.

Nice kişiler; üniversiteler okuyup, belli kariyerler uğruna ailelerini ikinci plana atmış, daha fazla lüks hayat, güzel evler, tatiller, son model arabalar için ya da geleceğe yatırım yapmak için altından kalkamayacağı borçların altına girmiş, el gün ne der diyerek gereksiz masraflar yapmıştır.

Nice kariyer sahiplerinin Avrupa’ya evlilik ile gelişleri, ortam bilgisine sahip olmadığı için cahilleştikleri ve kişiliklerini yitirdikleri, dil bilmediğinden dolayı eşinin ve çocuklarının eline baktıkları vakıadır.

Hayat alışkanlıklardan ibarettir. Güzel olmayan alışkanlıklar edinmeden çaresi bulunmalıdır.

Eğitimin ciddiye alınmadığı, evlilik ehliyetinin öneminin kavranmadığı bir ortamda aile saadetinden bahis edilemeyecektir.

Bu eksikliğin farkında olmak; elbette hayatı güzel okuyan, sorunları fark eden ve neler yapabilirimin derdine düşen her dertlinin ortak sorunudur.

İçinde “mutlu olma / mutlu etme” ve “idare etme” sanatının bilgilerinin olacağı bir “Aile Okulu” elzemdir.

Öncelikle kişiliğini oluşturmuş sağlıklı, nerede neyi nasıl ne şekilde söylemesini ve ne istediğini bilen, güven veren bireyler olmalıdır.

Aile için en önemli olgulardan olan iffet algısı her insan için birinci olgu olmalıdır. Tertemiz eşlere sahip olmak ancak tertemiz olmaktan geçmektedir.

Eş seçimi adeta çocukları seçmektir. Göz aydınlığı ve Salih / Saliha eş ile beraber olunması için göz  aydınlığı ve Salih / Saliha olmak gerekmektedir.

Hasıl-ı Kelam toplumda aile kurumunun önemine dikkat çekip, bireylerde oluşan sorunların ancak aile içinde çözüldüğü gerçeği, aile kurumuna temel bir merkez olarak bakılması gerektiği her zaman unutulmamalıdır.

Zira Aile toplum binasının taşıdır. O taş düşerse, toplum da düşecektir.

 

Asiye Türkan’ın kaleme aldığı bu yazı, Fıtrat Haber sitesinde 14.8.2017 tarihinde yayımlanmıştır.