Bir Çocuk İntihar Etti!
Bir aile düşünün. Baba bir üniversitede hoca, anne ise doktor. Ülkemiz şartlarında orta gelirin çok üzerinde. Pek çok çocuk böyle varlıklı bir ailede yaşamak ister.
Peki birisi size bu ailenin 13 yaşındaki küçük kızı, kendini banyoya asarak intihar etmiş dese ne düşünürdünüz? İnanabilir miydiniz?
Ben inanmakta çok zorlandım. Aslında haberi okuyunca şok oldum. Yalan haberdir dedim, farklı farklı haber kaynaklarını araştırdım. Maalesef doğruymuş. Belki hayatı kıyısından köşesinden daha yeni yeni görmeye, tanımaya başlayan 13 yaşında bir kız çocuğu intihar etmiş.
Sebep ne olabilir?
Her şeyini kumarda mı kaybetmiş?
Altından kalkamayacağı banka borçları mı?
Büyük fakirlik içinde yaşamak mı?
Hayır, hiçbirisi değil.
TEOG sınavında düşük puan almış. İşte sebep bu.
TEOG sınavı, evet yanlış duymadınız. Hani şu ortaokulun sonunda, liselere giriş için yapılan sınav.
Suriye ve dünyanın daha pek çok yerinde milyonlarca çocuğun geleceğe yönelik tek endişesi “acaba yarın yiyebilecek bir ekmek bulabilecek miyim?” Yine de dayanmaya ve yaşamaya devam ediyorlar. Yine de onlar çok şanslı, çünkü TEOG derdi yok!
TEOG yüzünden mi yani? Demeyin!
Çok önemli bu sınav. Bir insanın bütün hayatı buna bağlı. Mazallah, Fen lisesine değil de düz liseye gidersen çöpçü falan olursun ilerde. Allah korusun! Elalem ne der sonra?
Aileler hep böyle demiyor mu çocuklarına? İyi bir lise kazanamayacağına öl daha iyi!
Neden ama? Neden bu kadar önemli?
Aile itibarı söz konusu bir kere! Bundan daha önemli ne olabilir?
Hele bir de amcanın teyzenin çocuğundan daha düşük bir liseye gidersen?! Bundan daha büyük bir onursuzluk olabilir mi? Sadece kendini değil, aileni de güldüreceksin elaleme!
Ya arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın? Aslı ve Mehmet fen lisesini kazanmışlar, peki ya sen? Hiç utanman yok mu? Bundan sonra arkandan kıs kıs gülecekler, sana bir böcekmişsin gibi bakacaklar.
Arkadaşların, amcanın veya teyzenin çocukları ileride yüksek maaşlarla güzel işlerde çalışırken sen sürüneceksin! Hiç mi düşünmüyorsun?
Sürünmek veya sürünmemek, her şey bu sınava bağlı, TEOG!
Aileler hep böyle demiyor mu çocuklarına? Körpecik zihinlere “hayatın buna bağlı” demiyor muyuz?
Bu sınavın hiçbir önemi olmadığını çok da iyi bilmemize rağmen. Üniversite tercihlerinde hangi liseyi bitirdiğine bakılmadığını çok iyi bilmemize rağmen. Yeter ki Ayşeler, Fatmalar, amcagiller “falancanın çocuğu fen lisesi kazanmış” desinler! Asıl hayat memat meselesi bu işte!
Çocuğun psikolojisinin, aile onur ve şerefi yanında ne değeri var?
Aman oğlum sakın bizi elaleme güldürme!
Aman kızım sakın bizi teyzenlere güldürme!
Maalesef çok küçük yaşlardan itibaren bu zırvalıklarla büyüyor evlatlarımız. En mütedeyyin aileler bile “yeter ki iyi bir üniversite kazan, sonra ne halt yersen ye” diyerek büyütüyorlar çocuklarını.
Rızkı verenin Allah olduğunu unutalı çok oldu. Hayatta başarılı veya başarısız olmanın, Allah’ın emir ve yasaklarına ne kadar uyduğumuz veya uymadığımız ile alakalı olduğunu unutalı çok oldu.
“Kim benim zikrimi (Kur’an’ı) görmezden gelirse, artık ona sıkıntılı bir hayat vardır. Kıyamet günü de kör olarak diriltilecektir.” Taha 20/124
“Eğitim sistemi sorunu falan” biliyorum. Ama asıl sorun biz de! Anne ve babalarda! Çocukların fıtratını bozmaktan vazgeçin artık! Bu lanet sınavları, hayatta tek ve en önemli şeymiş gibi çocukların kafasına kafasına vurmaktan vazgeçin. Bunları okulda da yeterince duyuyorlar zaten! Bari sizden yana içleri rahat olsun.
Çocuklarımıza bu sınavların önemli olmadığını söyleyelim. Önemli olan şeyin, Allah’ın razı olduğu doğrultuda dürüst ve erdemli bir hayat yaşamak olduğunu hatırlatalım.
Allah bundan sonra benzer acıları hiç kimseye yaşatmasın.
Vedat Yılmaz’ın kaleme aldığı bu yazı, 18.1.2016 tarihinde Fıtrat Haber sitesinde yayımlanmıştır.