BUGÜN CUMA. İBADETE KOŞUN, ALIŞ VERİŞİ BIRAKIN!
Bugün günlerden Cuma. Günlerin hayırlısı. Peki bu hayra ne kadar kapımızı araladık?
Rahman kitabında Cumartesi avlanma yasağını anlatırken, sınırları ihlal edenlerin şeklen mi yoksa ruhen mi olduğunu tam anlatmadığı, maymunlaşma hadisesiyle dikkatlerimizi bir noktaya çekmektedir. Dünyada üç tip insan vardır.
Birinci tip insanlar; haksızlıkları yapmada başı çeken, kendisi gibi düşünmeyenlere iftiralar atan, sadece kendi yolunun doğru olduğunu düşünen, sözde toplumun felahını düşünen menfaatperestlerdir. Kalabalıktırlar. Bu da onlara daha fazla güç verir.
İkinci tip insanlar; Yolunda gitmeyenlerin neler olduğunu farkındadır. Haksızlık yapanların yaptıklarını, zalimlerin kimler olduklarını çok iyi bildikleri halde ikaz etmezler. Onlar gibi yapmazlar ve içten kınarlar. Lakin onlarla oturup kalkar ve uzaklaşmazlar. Uzaklaşamazlar. Zira kaybetme korkuları vardır.
Üçüncü gruptaki insanlar ise; haksızlık yapmadıkları gibi onların yaptıkları yanlışlardan da uzak dururlar. Bunun yanında yaptıklarının doğru olmadığını söylerler. Gücü nispetince eliyle, diliyle engel olmaya çalışırlar. Zira Rahman’a mazeret sunmak durumundadırlar.
İnsan, her an imtihan olmaktadır. Hayat hiç kolay değildir. Hesap verme derdinde olunmazsa, sınıfta kalınması kuvvetli ihtimaldir. Yapılanların ya da yapılması gerekirken yapılmayanların, cezası ya da mükafatları elbette olacaktır.
Zalimin zulmü asla yanına kar kalmayacaktır. Mazlum da hakkını tek tek alacaktır. Sınırlar, görevler ve sorumluluklar bellidir. Herkes haddini bilmelidir. Zira Hak Teala haddini bilmeyene bildirmesini en iyi bilendir.
Rahman, ölümün ve hayatın imtihan için olduğunu bildirmiştir. İmtihanın gereği balıkları, ibadete has kılınması gereken günde serbest bırakması da bu imtihanın bir uzantısıdır. Sonucunda Rahman’ın sözünü tutmak ya da nefse uymak vardır.
Yapılan her hatanın, yaşanan her acının, söylenen her sözün altında yatan, insanın kendi haklılığı vardır. Halbuki af olunmayı talep edenlere, her zaman anlamaları ve yaptıkları hatalardan dönmeleri için öğütler verilir. Zira bu dünyada ölüm vardır.
Kötülükten men edenlerin kurtarıldığı, haksızlık yapanların da şiddetli bir azaba uğradıklarını eğriyi doğrudan ayıran Rahman’ın vahyinde okuruz;
“Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık. Onlar, kendisinden sakındırıldıkları ‘şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca’ onlara: ‘Aşağılık maymunlar olunuz’ dedik.” (Âraf: 7/163-166)
Adi maymunlara dönüşmesi hadisesi, ahlâken bozulan insanoğlunun hayvanlardan da aşağılara nasıl düşebileceğinin bir örneğini teşkil etmektedir.
Gözün görmemesi, kulağın duymaması, kalbin akletmemesi hayvanlardan da aşağı olmak değil midir?
Bu hadise sadece bir yasağın çiğnenmesi olayının getirisidir. İblis ve Âdem olayında da durum pek farklı değildir. İblis, Allah’ın Âdem’e itaat emrine asi olmuştur. Hatasında ısrar etmesi sonucunda makamından uzaklaştırılmıştır.
Âdem de “şeytana uyma!” emrine karşı şeytana uymuş, hatasında ısrar etmediği için af edilmiştir. Lakin yaptığı hata cezasız kalmamış, sıkıntılı bir hayat da yaşamıştır.
Yasaklar, haramlar, sınırlar ve emirler…
Buna uymayanların cezaları…
Uyanların da, daha bu dünyada başlayıp ahirette devamı gelecek mutlulukları…
Yahudilerin Cumartesi yasağına mukabil, ölümle muhakkak buluşulacağını, tekrar O’na (cc) döndürüleceğini ve yapılanların tek tek haber verileceğini söyleyen Rahim olan Allah, hayırlı olanı bize sunmuştur Cuma suresinde;
“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” (Cum’a: 62/9)
Bu ayeti celilede de Âraf Suresindekindeki ikazdan pek farkı olmayan bir uyarı vardır.
İbadete koşun, alış verişi bırakın!
İslâm dünyasındaki zulümler, kadın ve erkeği ile inananların bu ayete uymadığından mıdır?
Bu kadar sıkıntılar, Cuma saatinde alış verişin bırakılamamasından mıdır?
Nefsinin esiri durumuna düşmüş, sınır tanımayan, kendini geçmişe hapsetmiş, aklını birilerine kiralamış inananlar, akletme yolunda gayretli olmazlarsa sonuçları Yahudilerden pek farklı olmayacaktır.
Ves-Selam
Asiye Türkan