DURUM NE? (6)

2018 yılı biterken ülkemizin ekonomik durumunu değerlendirmemiz gerekiyor. Bu değerlendirmeyi yapabilmek için bazı temel ekonomik verileri ortaya koymamız gerekiyor. Bu temel ekonomik verileri genel gidişatı en iyi bir şekilde anlayabilmek için grafikler eşliğinde incelemenin daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonominin bel kemiğinden biri olan sanayi çok önemli olgulardan biridir. Sanayi üretim endeksi sanayinin ve üretimin karnesi de denebilir. Yani sanayide ki gelişmeleri, yıllık verimleri, geçmiş yıllarda ki verilerle karşılaştırmalı olarak inceleyen bir rapordur.

 

Bu veri ile bağlantılı olarak imalat sanayi kapasite kullanım oranına göz atalım. Bu veri imalat sanayinde faaliyet gösteren firmaların gerçekleşen kapasite kullanımlarını gösterir.

Bu iki grafiği beraber incelediğimiz zaman sanayi kesiminin 2018 yılında yaşadığımız iç-talep düşüşüne paralel olarak kapasite kullanım oranının dolayısı ile sanayi üretiminin seyri hakkında bize bilgi veriyor.

 

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değerini ifade eder. Bu veri ülke ekonomisindeki büyümeyi ya da daralmayı en açık şekilde gösteren makroekonomik verilerden biridir.

Buraya kadar baktığımız 3 grafik bize kapasite kullanım oranındaki değişimin sanayi üretimini ve sanayi üretimindeki değişimin GSYH’deki değişimi nasıl etkilediğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Nitekim GSYH’nin en önemli bileşeni sanayi kesimidir.

Peki kapasite kullanım oranı düşünce sanayi üretimi, sanayi üretimi düşünce büyüme düşüyor. Büyümedeki düşüş neyi etkiliyor?

Doğal bir sonuç olarak işsizlik oranını.

Daha önceki yazılarımda Phillips Eğrisi konusundan bahsetmiştim. Phillips eğrisi, ekonomide enflasyonla işsizlik arasında ters yönlü ilişki olduğunu anlatan bir ekonomik analizdir. Bu veriler ve bu teori eşliğinde beklenen enflasyonda bir düşüştür.

Ancak grafiğe baktığımız zaman bunun gerçekleşmediği sonucu çıkabilir. Ama grafiğe daha yakından bakarsak Kasım ayından itibaren bunun gerçekleştiğini görebiliyoruz. Çünkü Ağustos ve Eylül aylarında yaşadığımız kur şoku bir maliyet enflasyonuna sebep olmuştu. Ancak ardından döviz kurlarındaki sakinleşme ile beraber enflasyonda beklendiği üzere düşüş başladı.

Kurdaki yukarı yönlü hareketin bir başka sonucunu ise cari açıkta gördük.Artan döviz kurları ihracatta bir artışa sebep olurken ithalatta ise bir azalışa sebep oldu.

En temel verilerdeki değişimleri grafikler eşliğine gördük. Genel beklentim büyüme ayağında 2018’in son çeyreğinde ve 2019’un ilk çeyreğinde daralmanın devam edeceği yönünde. Nitekim ”Yeni Ekonomi Programı” referans alınırsa zaten hükümet birincil hedef olarak enflasyonu ikincil hedef olarak cari açığı kalıcı olarak düşürmeyi hedefliyor. Tekrar hatırlamak gerekirse 2019 yılı için büyüme hedefi olarak % 2.3 öngörülüyor. Bizim tarihsel olarak normal büyüme oranımız % 5. Hükümetimiz cari işlemler açığının milli gelire oranının 2019 yılında yüzde 3,3’e düşmesi hedefliyor.2018 yıl sonu cari açığımız ise tahminen 30 milyar dolar civarlarında gerçekleşecek. 2018 yılı enflasyonunun ise açıklanacak olan veriye bağlantılı olarak program hedefleri ile uyumlu bir şekilde %21 seviyelerinde olacağını düşünüyorum.

Bu iki hedefi gerçekleştirmeye gayret ederken bunun doğal sonucu olarak büyümeden ve işsizlikten bir miktar fedakarlıkta bulunulacak.

2019 yılı için ekonomik tahminlerde bulunmak çok kolay değil. Bunun sebebi sadece kendi özelimizdeki değişkenler değil. Kendi özelimizde takip edeceğimiz en önemli şey mart ayında yapılacak olan yerel seçimler. Bu yüzden 2019’u kendi içinde iki bölümde değerlendirmemiz gerekiyor. Birinci bölüm seçimlere kadar olacak bölüm.Bu bölümde ekonomiyi seçimlere feda etmez açıklanan programdaki hedeflere sadık kalmak için gerekenleri yaparsak yılın ikinci bölümü ülkemiz için daha pozitif geçecektir.

Ancak bu yeterli değil. Çünkü dünya ekonomisi açısından takip edilmesi gereken birçok olay var. Çok özetle FED, Avrupa Merkez Bankası,Ticaret Savaşları, enerji fiyatları ve bölgemizdeki gelişmeler çok önem arz ediyor.

2019 yılında devam edecek olan devlet teşvikleri, KDV ve ÖTV indirimleri, açıklanan elektrik ve su indirimleri ve asgari ücret zamlarını bir başka yazımda değerlendireceğim. Yılın son günü açıklanan bir  veri ile yazıma son vermek istiyorum. MÜSİAD himayesinde özel bir şirkete yaptırılan anketin sonuçlarını son grafik olarak yukarıda paylaştım.Bu veri bize şirketlerin üretim, satın alınan hammadde, stoklar, teslimat süresi ve çalışan sayısına ilişkin değerlendirmeleri içermekte. Görüldüğü üzere beklentideki bozulma aralık ayında da devam ediyor.

Yapmamız gerekenleri yaptığımız ve yapmamamız gerekenleri yapmadığımız bir 2019 dileklerimle.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Ömer Mahmut Kuzanlı