Hangi Yoldasın
İnsan çok büyük ve güzel bir âlemde yaşıyor
Bu öyle bir âlem ki sınırlarını en gelişmiş teknolojilerimizle bile ölçemiyoruz
Bu öyle bir âlem ki dünyamız adeta bir boşlukla asılı gibi ama yine de başı boş değil
Bir yörüngesi var
Güneşin etrafında yol alıyor
Kendi ekseninde de milim sapmadan dönüyor
Böylece yazı, kışı; geceyi, gündüzü yaşıyoruz
Makro boyuttan bakarsak bu sonsuz âlemde adeta bir zerreyiz
ama makro âleme nispetle her ne kadar zerre olsak da aslında koskoca bir âlemiz
Sadece fiziksel yapımızdaki hücreleri saymaya kalksak belki ömrümüz yetmez
Ruhsal yapımız ise bambaşka bir âlem
Peki bunca sistem, bunca âlem içinde yörüngesiz bırakılmış olabilir miyiz
Bu soru 1400 yıl önce de zihinleri meşgul etmiş olmalı ki Kıyame suresinin son ayetlerinde cevap verilmiş
“İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
O, özellikleri belirlenen meniden, döllenmiş yumurtaya dönüşmedi mi?
Sonra rahme asılı hale geldi, arkasından Allah ona şekil verip organlarını tamamladı.
O meniden, erkeği ile dişisi ile bütün çiftleri oluşturdu.
Bunları yapan, ölüleri diriltmenin ölçüsünü koyamaz mı?” (Kıyame 75/36-40)
Demek ki insan yörüngesiz bırakılmamış
Ona da bir yol çizilmiş
Fatiha suresinde ise bu yollardan söz ediliyor
“Bizi doğru yoluna kabul et;
Mutluluk verdiğin kimselerin yoluna.
Gazaba uğramamış ve sapıtmamış olanların yoluna.” (Amin) (Fatiha 1/5-7)
Öyleyse bu dünyada iki yol var
Ya nimet/mutluluk verilen kimselerin yolu
Ya gazaba uğramış ve sapıtmışların yolu
İste insan, kendisi için belirlermiş bu iki yoldan birinde kendi hayatını şekillendiriyor
Rabbimiz, bunu da İnsan suresindeki 3. ayetle bize bildiriyor:
“Ona (insana) doğru yolu gösterdik; ister görevini yapar, isterse o yolu görmezlikten gelir (kâfir olur).” (İnsan 76/3)
Aslında durum bu kadar basit
Şimdi içine dön ve kendine sor: Hangi yoldasın
Özlem Ata