İletişimin Unsurlarını Okumak
İletişimin unsurlarını Allah adıyla okumayı denediniz mi? Gelin hep beraber deneyelim:
İletişimin unsurları şunlardır: Gönderici, alıcı, ileti, kanal, bağlam, dönüt
İlahi kelamı bu unsurlara yerleştirerek bir modelleme yapalım:
Gönderici: Allah
Alıcı: İnsan
İleti: Ayetler
Kanal: Vahiy
Bağlam: Dünya
Dönüt: ?
Sıra dönüte gelince bir durdum
İletişim dönüt olmadan da gerçekleşebilir
Mesela anne kulağında kulaklıkla müzik dinleyen çocuğuna “Odanı topla” der Çocuk üç durumla karşı karşıyadır: Duymak, duymamak, duymazdan gelmek
Duyduysa iletişim gerçekleşmiştir
Sorun yok
Duymadıysa iletişim gerçekleşmemiştir yine sorun yok
Ya duymazdan geldiyse ne olur
İletişim yine gerçekleşir
Çünkü gönderici ve alıcı arasında ileti iletilmiştir
Sadece dönüt yoktur
İlet-iş- im sözcüğündeki -iş eki “karşılıklılık” anlamı verdiği için beni biraz düşündürdü
Dönüt olmadan “ilet-im” mi gerçekleşir,” ilet-iş-im” mi diye düşündüm
Sonra iletişimin gerçekleştiğine karar verdim; çünkü iletiyi duyup da duymazdan gelmek zımnen “olumsuz cevap vermek yani iletiyi reddetmek” anlamına gelir
Hatta “duyma” eyleminin üstünü örtmek çağrışımını yaptı bende
Belki Kuran bu yüzden bazı insan tipleri için “Kulakları vardır işitmezler” diyor
Zaten kafir kelimesi Türkçeye “anlamazdan gelen, duymazdan gelen, görmezden gelen” diye çevrilebiliyor
Dönütün olmaması annenin çocuğa yüklediği “odanı topla” sorumluluğunu ortadan kaldırmaz
Modellemeye dönersem kısaca ilahi kelama muhatap olan kişi gereğini yerine getirmezse sorumluluktan kurtulamaz
Çocuğun karşılaştığı 1. duruma dönelim Yani annesinin odanı topla mesajını duydu
Dönüt ne olabilir
1)Tamam demek
2)Hayır demek
3)Tamam deyip toplama işlemini yerine getirmemek
4)Tamam deyip toplama işlemini yerine getirmek
İlk ikisi sözlü dönüt son ikisi fiili dönüttür
İlahi kelamın ilk iletisi “Oku, yaradan Rabbinin adıyla” iletisini duydum
Yani iletişim gerçekleşti, sorumluluk yüklendi
Duymadım diyemem çünkü duydum
Duymazdan gelemem çünkü iletişim gerçekleşti yani sorumluluk ortadan kalkmaz
1) Sözlü onay verebilirim: Yani her işe besmele ile başlayabilirim
2) Sözlü ret verebilirim: Yani işlere başlarken besmele çekmem
3)Davranışlarımla Allah adıyla okurum
4)Davranışlarımla Allah adıyla okumayabilirim ama yine de okurum
Ayet zaten önce “oku” diyor yani tüm insan okuyabilir anlıyorum bunu ben Sonra “Yaradan Rabb’inin adıyla” diyor
Ben bunu okuyan insanların bir kısmı Allah adıyla okur anlıyorum
İleti sözlü, yazılı ya da görsel olabilir
İslam düşüncesinde de Kuran sözlü ve yazılı iletinin karşılığı olur
Kâinat kitabı ise kevni ayetler yani görsel iletinin bir anlamda karşılığı olabilir mi Aslında kevni ayet daha geniş bir kavram ama bu kavramın bir cüzü de görsel ileti olabilir
Bu ayetleri okuyanlar bir anlamda “Oku” ayetine dönüt vermiş olurlar
Bu ayetleri Allah adıyla okuyanlar ayetin tamamına dönüt vermiş olurlar
Burada ” dönüt ne?” sorusuna yine dönüyorum işte
Salih amel yani iyi ve kaliteli işler mi dönüt
Dönütten önce bir aşama daha var aslında “Vereceğin dönütü seçme” aşaması
İletişimin unsurları arasında böyle bir aşamaya yer verilmemiş.
Sözlü dönüt verilince de iki ihtimal var
Ya odayı toplarım ya da vazgeçerim toplamam
Sözlü dönüt sorumluluğu kaldırmaz ama oldurmaz da
Sözlü dönüt veren çocuk sorumluluğunu onaylamış ama eylemini ertelemiş durumdadır
Odayı toplama eylemi iletinin amacıdır
Bu eylem gerçekleşmeden sözlü onay yani “Tamam” demek dönüt olarak yeterli midir yetersiz midir
Anne eve dönünce “Tamam” diyen çocuğun odasını toplamadığını görünce yaptırım uygulamak isteyeceğine göre sözlü onay dönüt olarak yetersiz olmalıdır
Ama çocuğun niyeti odayı toplama eylemini yerine getirmek olduğu ve bunu beyan ettiği için anne çocuğuna sözünü neden yerine getirmediğini sorabilir, çocuğun mazeretlerini dinleyebilir, yaptırım uygulamaktan vazgeçebilir
Bu modellemeye göre sözlü dönüt yetersiz ama geçerlidir
İlahi mesajın alıcısı olan bizlerin bu mesajları yani ayetleri dil ile tasdik etmemiz sözlü dönüt sayılır mı
Sözlü dönüt sayılırsa geçerli ama yetersiz midirler
Bu da galiba bir başka yazının konusu.
Özlem Ata’nın kaleme aldığı bu yazı, 10.10,2017 tarihinde Fıtrat Haber sitesinde yayımlanmıştır.