KUR’AN VE TEVRAT IŞIĞINDA ALTIN BUZAĞI HADİSESİ-2
Kutsal Kitap’ta, uzmanları tarafından okunmazsa yanlış anlaşılmaya oldukça müsait görünen Altın Buzağı olayı, Kur’an’da yanlış anlamaya imkan vermeyecek şekilde yeniden anlatılmıştır. Böylece biz de Kur’an’ın kendisinden öncekileri tasdik etme, koruma ve gerçeği uydurma olandan ayırma özelliklerine bir kez daha şahitlik etmiş oluyoruz.
Dergimizin önceki sayısında Altın Buzağı hadisesinin arka planını anlayabilmek için İsrailoğulları’nın karakteristiklerini, düşünme biçimlerini etkileyecek etmenleri ve Mısır’dan çıkan halkın genel yapısını incelemiştik. Bu sayımızda ise, olayları ve Tevrat yorumlarını Kur’an ışığında ayrıntılı olarak ele alacağız.
Mısır’dan Çıkışın Ardından Tanrı İle İlk İrtibat
İsrailoğulları Mısır’dan çıkarken, Tanrı Musa’ya (a.s) şöyle demiştir: “Halka söyle, her erkek komşusundan ve her kadın da kendi komşusundan gümüş ve altın eşyalar istesin” (Çıkış 11:2). Böylece İsrailoğulları, yanlarında altın ve gümüş süs eşyalarıyla Mısır’dan çıktılar. Chizkuni1, İsrailoğulları’nın komşularından altın ve gümüş eşyalar istemesinin ve komşularının da onlara vermesinin, Tanrı’nın İbrahim’e (a.s) daha önce verdiği şu sözün gerçekleşmesi açısından icap ettiğini ifade etmiştir:
Tanrı Abram’a şöyle söyledi: “Şunu bil ki, senin soyun kendi yurdu olmayan bir memlekette gurbet hayatı yaşayacak ve oranın halkına kölelik edecek. Dört yüz yıl boyunca eziyet çekecekler. Fakat onların kölelik edeceği milleti ben cezalandıracağım ve sonra çok malla oradan çıkacaklar” (Yaratılış 15:13-14).
Zeynep DÖNMEZ – Can ABDULLAH
Yayımlandığı Yer: Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz – Eylül 2020, Sayı: 30, s. 38-49
Yazıyı görüntülemek için linke tıklayın: zeynep-donmez-can-abdullah-kh-30-sayi-kuran-ve-tevrat-isiginda-altin-buzagi-hadisesi-2