KUR’AN’DA İNSAN

Fıtrata muhalefet edilmesi durumunda, bireyden başlayarak toplum ve kâinat büyük zarar görür. Bu zararın sıkıntısını tüm canlılar çeker. Nitekim insanlar fıtrata uygun davranmadığında, sünnetullah da bunu cezasız bırakmaz/ bırakmamıştır.

Giriş
Kur’an’ın tarif ettiği insan; beden, can ve ruhtan oluşan, nefis, akıl, kalp gibi kabiliyetlere sahip, el-ayak, baş, yüz ve diğer uzuvları olan güzel biçimli, açık bedenli, hür iradeli, duyduğunu ve gördüğünü anlayabilen, muradını ve maksadını dili ile beyan edebilme özelliğine sahip değerli bir mahlûktur.

İnsanın nefsi; rahatına düşkün, menfaatinin peşinden koşan, hemen olmasını isteyen, peşin olanı seven, her zaman rahatını düşünen, doğru ve yanlışı önemsemeyen, faydayı, ziyanı hesaba katmayan ve uyarılara aldırmayan iç düşmandır.

Akıl; tefekkür, tahlil ve tetkik sonucunda doğru ile yanlışı, hak ile batılı, gerçek ile yalanı birbirinden ayırabilen, iyiliğe sevk edip kötülükten meneden, kötü akıbetin uyarıcısı olan rehberdir.

Kalp; karar merkezi, yönetici reis, hüküm verendir. El, ayak ve diğer uzuvlar ise o kararı icra etme vasıtalarıdır.

İnsanın yeryüzündeki mevcudiyeti atası Âdem ve onun eşi ile başlamış daha sonra da tedrici olarak üreme yoluyla devam etmiştir. Allah Teâlâ, Hz. Âdem’i kendi eliyle topraktan yaratmış, ona tüm mahlûkatın isimlerini ve sırlarını öğretmiş daha sonra da onu eşi ile birlikte yeryüzüne yerleştirmiştir.

Enes ALİMOĞLU

Yayımlandığı Yer: Kitap ve Hikmet Dergisi, Nisan-Haziran 2020, Sayı: 29, s. 36-43

Yazıyı görüntülemek için linke tıklayın: enes-alimoglu-kuranda-insan-kh-29-sayi