Nafaka Meselesi

Gündemde bir soru var

Boşanma Durumunda Süresiz Nafaka Sınırlandırılmalı mı

Bu konuya çok değişik açılardan yaklaşabilirsiniz

Boşanan kadın açısından

Boşanan erkek açısından

Hukuk açısından

İnsan hakları açısından vb

Boşanan kadın açısından bakarsanız, süresiz nafaka sonsuza kadar hakkıdır, yıllarını vermiş, saçını süpürge etmiştir

Boşanan erkek açısından, eziyettir, yeni bir hayat kurmaya çalışırken sırtında yüktür

Hukuk açısından, şu an için kadının hakkıdır, sınırlandırılması tasarlanmaktadır

İnsan hakları açısından, kadının korunması gerekir vb

Peki hangi açıdan yaklaşırsak doğruyu buluruz sorusunu sordunuz mu hiç kendinize

Ben sordum, hatta bu soruyu kendime hayatımın her adımında sormaya çalıştığımı belirteyim

İnsanı yaratanın insanı en iyi tanıyan olduğu ön kabulüyle hareket etmeye karar verdiğim günden beri de bir sorunla karşılaştığımda, insanı yaratanın kurallarına uymayı tercih ve tavsiye ediyorum

Ama şunu da vurgulamak istiyorum

Kur’an-ı Kerim’de yer alan emir ve yasaklar, tarihin her döneminde ve elbette ki günümüzde de insan kusuru sebebiyle tam olarak uygulanamıyor olabilir ama bu durum Allah’ın emir ve yasaklarının geçerliliğini ortadan kaldırmaz

Hatta Müslüman olduğunu söyleyenler, Allah’ın emir ve yasaklarının hilafına davranışlar da sergileyebilir ve maalesef sergilemektedirler de

Bu gibi davranışları o kişilerin kendi kusurları olarak görmeyip, İslam dinine mal etmek yanlıştır

Bu yanlış, kasıtlı yapılıyorsa yapanı, hem bu dünya hem ahiret mutluluğundan edebilir

Çünkü Allah, Kur’an’ı Kerim’de bir konuda sınırlama ya da serbestlik getirir ise biz, bu konuda neden sınırlama yapıldı ya da neden serbestlik var diye itiraz edemeyiz

Bu konuda bize düşen kayıtsız şartsız teslim olmaktır

Allah, yani (Onun sözlerini içeren) Kitabı bir işi kesinleştirmişse inanıp güvenmiş bir erkeğin ve kadının, o konuda bir tercih hakkı kalmaz. Kim, Allah’a yani (Onun sözlerini içeren) Kitabına başkaldırırsa açık bir şekilde sapmış olur. (Ahzab 33/36)

Dilerseniz, Rabbimiz; Kur’an-ı Kerim’de evlenme ve boşanma durumunda kadın ve erkeğin nasıl davranması gerektiğini emretmiş, kısaca gözden geçirelim

Mehir, evlenmede kadın açısından nikahla beraber doğan bir haktır

Erkekler mehir konusunda Allah tarafından sorumlu tutulmuştur, (Nisa 4/25)- (Maide 5/5) – (Mümtehine 60/10)

Evlilik süresi boyunca erkeğin hem eşine hem de çocuklarına bakması Allah’ın erkekler üzerine yüklediği bir sorumluluktur, (Bakara 2/233)

Boşanmalarda da kadın çocuklara bakıyor ise baba çocuklar için harcamayı üstlenir, (Talak 65/6)

Kadın, çocuklara bakmak istemezse o zaman koca, eski eşine herhangi bir ödemede bulunmaz, (Talak 65/6)

Allah, evlilikle ilgili kuralları belirlediği gibi boşanma konusunda da kural ve kanunları belirlemiştir.

Boşanma talebi erkekten gelirse (Talak) erkek, kadına verdiği mehiri ya da hediyeleri (miktarı ne kadar olursa olsun) geri alamaz, (Nisa 4/20)

Boşanma talebi kadından gelirse (İfitida) kadın, aldığı mehir ve hediyeleri hakemlerin belirlediği oranda eşine geri verir, (Bakara 2/229) (Mümtahine 60/10)

Boşanma talebinin kadından gelmesi durumunun üzerinde ayrıca durulması gerekir

İftida hakkı, gelenekte maalesef yok sayılmış ve İslam dininin kadına değer vermediği algısının oluşmasına sebep olmuştur; oysa iftida hakkı (kadının erkekten boşanmak istemesi durumu) ayetlerde açıktır

Bu konuların ayrıntıları konusunda Kur’an-ı Kerim’de onlarca ayet mevcuttur

Ayetleri bağlamlarına göre bir araya getirerek yazılmış makaleler de vardır, detayları merak edenler, internet ortamında kolayca ulaşabilir

Ama Kur’an-ı Kerim’in hiçbir ayetinde, erkeğin eski eşine nafaka vermesi ile ilgili bir sorumluluk yoktur

Bir kadın ve erkeği birbirine bağlayan unsurlar birinci derece yakın akrabalık (Mirasçılar), (Nisa 4/7-13 vb) ya da evlilik akdidir, (Nisa 4/20-21)

Bu iki bağ harici taraflar birbirlerine iki yabancıdırlar, bu eski eş olsa bile, (Bakara 2/229-230)

Boşandıktan sonra, Allah’ın herhangi bir konuda kendisine sorumluluk yüklemediği kişiden nafaka istemek doğru değildir

Allah haksız kazancı haram kılmıştır, (Bakara 2/188) – (Nisa 29-30)

Nafakanın süresinin kısıtlanmaması gerektiğini savunanlar; erkeklerin evlilik içinde eşlerini çalışmaktan alıkoymalarını, boşanınca çocuklarının sorumluluklarını ve masraflarını annelerinin üstüne yıkmalarını, kadınların iş hayatında kendilerini geçindirecek bir maaşla kolayca iş bulamayacak olmalarını vb süresiz nafakanın gerekliliğine delil göstermektedirler

Söz konusu durumlar gerçekliği olan, talihsiz durumulardır

Ancak yanlış bir durum, üstüne yanlış başka bir durum inşa edilerek düzeltilemez

Doğru neyse ona yönelmek gerekir

Bir kadın boşandıktan sonra dezavantajlı duruma düşüyorsa, kendi geçimini sağlayamıyorsa, babası veya erkek kardeşleri tarafından desteklenmelidir

Kadının tekrar evlenmesi de bir seçenektir

Belki tekrar evlenince, ilk eşiyle yaşadığı gibi kötü bir evlilik yaşamayacak, hatta mutlu olacaktır

Ancak yanlış üzerine yanlış algı inşalarından ve olumsuz örneklerin genele teşmil edilmesinden dolayı bu gibi seçenekler, adeta felaket senaryosu olarak nitelenmektedir

Bütün bu seçeneklerden mahrum olan ya da bu gibi seçenekleri tercih etmeyen kadınlar için de devlet ve STKlar zaten meslek edindirme, barındırma ve koruma üzerine sosyal politikalar geliştirmektedir

Nafakanın süresinin kısıtlanmaması gerektiğini savunanlar; erkeklerin çoğunun mehir vermediğini, süresiz nafakanın mehirin vadeli ödenmesi gibi olduğunu da söylemektedirler

İkisi hiçbir şekilde aynı şey değildir ama velev ki öyle kabul edelim desek bile, mehirde de belirlenen bir sınır vardır; yani süresiz değildir

Kısaca

Hayatını İslam dinine göre yaşamaya çalışan kadınlar, Kur’an-ı Kerim’de yer alan tüm hükümler gibi evlilik-boşanma ile ilgili hükümleri de çok iyi bilmelidirler

Evlenirken mehir istemeli; evliliğini Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde sürdürmeye çalışmalı, evlilik süreci içinde ya da eşi onu boşama kararı alınırsa mehrini almalı, çocuklarının bakımını üstlenecekse, bakım masraflarını eski eşinden talep etmeli ve yeni bir düzen kuracağı hayatında eski eşinin nafakasını beklememelidir

Zor mudur, evet

Yıpratıcı mıdır, evet

ama artık kendisi ile hiçbir bağı kalmamış bir erkeğin muhtemelen istemeyerek vereceği üç beş kuruşla yaşamaya çalışmak da kolay ve rahat bir şey değildir

 Özlem Ata