Salih Aleyhisselam
“Semud’a kardeşleri Salih’i gönderdik. Onlara dedi ki; “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; O’ndan başka tanrınız yoktur. O, sizin oluşumunuzu toprakta başlatmış ve orada bir ömür sürmenizi istemiştir. Öyleyse sizi cezadan korumasını isteyin ve ona yönelin. Doğrusu Rabbim yakındır, kabul eder.” (Hud 11/61)
1- Görevi “Semud, gönderilen elçileri yalancı saymıştı. Kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: “Siz korunmak istemez misiniz? Bakın ben sizin için güvenilir bir elçiyim; Artık Allah’tan sakının ve bana itaat edin. Ben sizden buna bir ücret istemem. Benim ücretim kimseye değil, varlıkların sahibine aittir. Siz, buradaki şeyler içinde güvenli olarak bırakılacak mısınız sanki? Bahçelerde ve pınar başlarında. Ekinler ve dolgun tomurcuklu hurmalıklar arasında? Dağları da ustalıkla yontarak evler yapmaya devam mı edeceksiniz yani? Siz Allah’tan sakının ve bana itaat edin. O aşırılık yapanların isteklerine de boyun eğmeyin. Onlar bu topraklarda karışıklık çıkarır da düzeltmezler” (Şuara 26/141-152)
2- Aldığı Vahiy “Onlar, “Zikir, içimizden ona mı bırakıldı? Yok, o yalancı şımarığın tekidir” dediler. Yalancı şımarık kimmiş, onu yarın öğreneceklerdir.” (Kamer 54/25-26)
3-Deve Mucizesi “Bizi mucize göndermekten alıkoyan, sadece öncekilerin onlar karşısında yalan söylemiş olmalarıdır. Semud’a gözle görülen bir dişi deve vermiştik de ona karşı zalimlik etmişlerdi. Oysa biz mucizeleri yalnız korkutmak için göndeririz.” (İsra 17/59) “Semud’a kardeşleri Salih’i elçi göndermiştik. Onlara demişti ki; “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden bir mucize de gelmiştir. İşte Allah’ın dişi devesi, bu sizin için bir mucizedir. Bırakın onu Allah’ın toprağında otlasın; ona bir kötülük dokundurmayın, yoksa sizi acı bir azab yakalar.” (Araf 7/73) “Onlar Salih’e “Sen zaten büyülenmişin tekisin; Tıpkı bizim gibi bir insandan başka nesin ki. Eğer doğru biri isen bir mucize getir bakalım.” demişlerdi de, Salih onlara: “İşte bu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı vardır. Sizin su içme hakkınız da belli bir gündür. Ona bir kötülük dokundurmayın, yoksa sizi büyük günün azabı yakalar” demişti. Onlar onu kesmişlerdi; ama pişman da olmuşlardı. Hemen onları azap yakaladı. Bunda esaslı bir belge vardır. Onların çoğu inanacak değillerdir. Senin Rabbin varya işte o gerçekten üstündür, merhametlidir.” (Şuara 26/153-159)
4- Semud Kavmine Gelmiş Başka Elçiler “Ad ve Semud kavimlerine önlerinden ve artlarından elçiler gelmiş, “Başkasına değil, yalnız Allah’a kulluk edin” demişlerdi. Onlar da şöyle demişti: “Eğer Rabbimiz isteseydi kuşkusuz melekler indirirdi. Sizin elçilik yaptığınız ne ise işte biz onu tanımıyoruz.” (Fussilet 41/14) “Semud, kendini uyaranlar karşısında yalan söylemişti.” (Kamer 54/23)
5- İleri Gelenlerin Tavrı “Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, zayıf gördüklerine, onlardan iman etmiş olanlara dediler ki, “Şimdi siz, Salih’i, gerçekten Rabbi tarafından elçi gönderilmiş biri biliyorsunuz değil mi?” Onlar da :”Evet, onunla ne gönderilmişse biz ona inanan kimseleriz.” dediler. Büyüklük taslayanlar, “İşte biz de sizin inandığınız şeyi tanımıyoruz.” dediler.” (Araf 7/75-76)
6- Tanrıları “Dediler ki, “Hey gidi Salih! Sen bundan önce, içimizde bir umuttun. Şimdi kalkmış, atalarımız neye kulluk ediyorsa bizim ona kulluk etmemizi yasak ediyorsun öyle mi? Sen bizi neye çağırsan biz ondan dolayı gerçekten şüphe içindeyiz, kuşkuluyuz. O buna şöyle cevap verdi: “Ey kavmim, bakmaz mısınız? Ya ben Rabbimden bir belge üzerinde bulunuyorsam ve o bana kendinden bir rahmet sunmuşsa; sonra tutar ona baş kaldırırsam, o zaman Allah’a karşı bana kim yardım eder? Sizin, zararımı artırmaktan başka, bana ne katkınız olur?” (Hud 11/62-63)
7- Kavminin Özelliği “Hicr halkı da elçileri gerçekten yalancı saymıştı. Onlara belgelerimizi vermiştik ama onlar bundan yüzçeviren kimselerdi. Dağlardan, güvenli evler yontarlardı. O ses onları, sabaha girerlerken yakalamıştı. Yapıp ettikleri şeyler şimdi onların neyini kurtarmış oldu?” (Hicr 15/80-84) “Salih onlara demişti ki; hatırlasanıza, hani Allah Ad kavminden sonra sizi onların yerine getirmiş ve bu toprağa yerleştirmişti. Şimdi bunun ovalarında köşkler kurar dağlarını ev şeklinde yontarsınız. Artık Allah’ın nimetlerini hatırlayın da bozguncular olarak bu toprakta karışıklık çıkarmayın.” (Araf 7/74) “Şehirde dokuz kişi vardı. O toprakta karışıklık çıkarır, düzeltmezlerdi. Dediler ki; “Allah’a and için; ona ve ailesine muhakkak bir gece baskını yapacağız; sonra onun hakkını arayana şöyle diyeceğiz: Onun ocağının sönmesine biz tanık olmadık. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.” Bir tuzak kurmuşlardı. Biz de bir tuzak kurduk, onlar bunu kavrayamıyorlardı. Baksana, tuzaklarının sonu nasıl oldu? Biz onları da kavimlerini de hep birden yok ettik. İşte, zalimliklerine karşılık yıkılmış yuvaları! Bunda, bilen bir kavim için gerçek bir belge vardır. İnananları da kurtardık. Onlar sakınırlardı.” (Neml 27/48-53) “Semud’un başına gelende bir ibret vardır: Onlara, “Bir süreye kadar safa sürün.” denmişti. Ama Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı. Derken onları yıldırım çarpmıştı. Onlar da bakıyorlardı. Artık ayakta duramaz oldular. Yardım görecek durumda da olmadılar.” (Zariyat 51/43-45)
8- Meydan Okumalar “O dişi deveyi kestiler. Rablerinin buyruğuna baş kaldırdılar. Dediler ki, “Bak Salih, bizi tehdit ettiğin ne ise onu başımıza getir de görelim. Tabii eğer elçi gönderilmiş olanlardan biri isen.” Onları o sarsıntı bir tuttu. Oldukları yerde hemen diz üstü çökmüş hale geldiler. Salih onlardan öteye döndü ve şöyle dedi: “Hey gidi kavmim! Gerçekten ben Rabbimin elçiliğini tebliğ etmiştim ve size öğüt vermiştim. Ama siz öğüt verenleri sevmezsiniz” (Araf 7/77-79)
9- İnkarcıların Genel Tavrı “O orduların haberi sana geldi mi? Firavun ve Semud ordularının. O kimseler ki, tanımazlık ederler, aslında onlar hep yalan içindediler. Oysa Allah onları arkalarından çevirmiştir.” (Buruc 85/17-20) “Ehl-i kitaptan ve müşriklerden tanımazlık edenler, kendilerine o açık belge gelinceye kadar çözülecek değillerdir. O Allah’ın bir elçisidir, kendilerine tertemiz sahifeler okur.” (Beyyine 98/1-2) “Kardeşleri Salih’i “Allah’a kulluk edin” diye Semud’a gerçekten elçi göndermiştik. Onlar birden bire iki bölük olmuş, birbiriyle çekişiyorlardı. Salih dedi ki: “Ey kavmim! İyilik dururken, kötülüğe hemen ne diye abanıyorsunuz? Allah’ın sizi cezadan korumasını isteseniz olmaz mı? Belki de size acınır.” “Sen ve beraberinde kim varsa bize uğursuzluk getirdiniz” dediler. Salih: “Uğursuzluğunuz Allah katındandır. Aslında siz imtihana çekillmekte olan bir toplumsunuz.” dedi.” (Neml 27/45-47)
10- Ceza “Ad’a ve Semud’a bak. Onlara ne olduğu oturdukları yerlerden bellidir. Şeytan, yaptıklarını güzel göstermişti de onları yoldan çıkarmıştı. Oysa onlar ilerisini görebilen kimselerdi.” (Ankebut 29/38) “Semud, azgınlığı yüzünden yalana düşmüştü. Onların en haydutu ileri atılınca, Allah’ın elçisi onlara şöyle demişti: “Aman Allah’ın bu devesine ve onun su hakkına dokunmayın”. Onu yalancı saydılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, günahları yüzünden onlara gazaplandı ve onları yerle bir etti. O, bunun sonucundan korkmaz.” (Şems 91/1115) (Allah şöyle dedi: Bak Salih,) “Onları sınamak için dişi deveyi gönderen biziz. Onları izle ve sabırlı ol. Onlara bildir ki, su aralarında pay edilmiştir. Sırası gelen başında bulunur.” Derken bir arkadaşlarını çağırdılar, ayak parmakları üzerinde yükseldi ve deveyi kesti. (Şimdi bak bakalım) Benim azabım ve uyarılarım nasılmış? Biz üzerlerine bir tek ses gönderdik, hemen ağılcının kurumuş otu gibi oldular.” (Kamer 54/27-31) “Deveyi kesip devirdiler. O zaman Salih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yiyip içebilirsiniz. Bu, yalan çıkmayacak bir sözdür.” Ne zaman ki emrimiz geldi o zaman Salih’i ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet ile o günün rezilliğinden kurtardık. İşte senin Rabbin, o pek kuvvetli ve güçlüdür. Zalimlik yapmış olanları da o ses yakladı; kendi yuvalarında dizüstü çökmüş bir hale geldiler. Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki Semud Rablerini tanımamıştı. Bilin ki, Semud defolup gitmiştir.” (Hud 11/65-68) “Semud kavmi sınırı aşan (bir ses) ile yok edilmiştir.” (Hakka 69/5)
11- İnananların Mükafatlandırılmaları “Semud var ya, işte ona doğru yolu göstermiştik, ama onlar körlüğü, doğru yoldan daha çok sevmişlerdi. Ettikleri şeylere karşılık olarak onları alçaltıcı azabın yıldırımı çarpmıştı. İnananmış olanları da kurtarmıştık. Onlar sakınırlardı.” (Fussilet 41/17-18)
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’ın kaleme aldığı bu yazı, 06.10.2009 tarihinde www.suleymaniyevakfi.org sitesinde yayımlanmıştır.