Yaramaz Adamın Teki
Sizi hiç tanımayan bir takım insanların hakkınızda ileri geri konuşmaları, kafalarına estiği gibi yaftalamaları, mesnedsiz iddialarda bulunmaları, asla bilemeyecekleri halde niyetinizi okumaları, yaptıklarınız işlerine gelmediği ve kendileri de beş para etmez şahıslar oldukları için aklınızdan dahi geçmeyen eylemleri size isnad etmeleri son derece normaldir.
Bu süfeha takımı başınıza gelen olayları ve insan olduğunuz için yaptığınız hataları kullanarak sizi karalamaya kalkar, kendi pisliklerini örtmek için sizin hata yapmanızı beklerler. Bu gibi parazitler özellikle de Allah’tan başkasını yardıma çağırmayan, Allah’a kulluğunu her davranışında yerine getirmeye çalışan, Allah’ın her an hayata müdahil olduğunu bilerek hayatının tamamını O’na kulluk bilinciyle geçirmenin gayretinde olan kişilerin peşindedirler. İşte bunlardan biri de hakkında hiç bir şey bilmediği, kendisini hiç tanımadığı halde bir gün önce kendisini bir badireden kurtarmış olan Musa Aleyhisselam’ın niyetini okumuş, ona iftira ile şunu söyleyebilmişti:
“…Senin bu ülkede hedefin sadece zorba biri olmak, yoksa arayı bulmak diye bir niyetin yok.” (Kasas Suresi 28/19)
Aşağıda detayını bulacağınız tüm olaylara karşı bu sözleri duyan Musa Aleyhisselam’ın yerine kendimizi koyalım. Kim bilir nasıl öfke krizleri geçirirdik. Bu konunun bu şekilde işlenmesinin hatta surenin 18 ve 19. ayetlerinin Kur’an’da bulunmasının sebeplerinden biri de insanların bu tür davranışlarını ortaya koyarak Musa Aleyhisselamın tavrını örnek göstermek olmalıdır. Zira konunun işlenişi ve olayların gelişimi bakımından bu iki ayeti çıkarsak da eksilen önemli bir şey olmamaktadır.
Gerçekte olay bu kişinin iddia ettiği gibi değildi ve bunu kendisi de gayet iyi biliyordu:
“Musa, halkın onu fark edemeyeceği bir sırada şehre indi. İki kişinin öldüresiye kavga ettiklerini gördü. Onlardan biri kendi halkından, diğeri düşman tarafındandı. Kendi halkından olan, düşmanına karşı ondan yardım istedi. Musa ona okkalı bir şamar indirerek işini bitirdi. (Musa:)“Bunu Şeytan yaptırdı; o insanı yoldan çıkaran açık bir düşmandır” dedi.
“Rabbim! Ben, kendimi kötü duruma soktum; suçumu ört, beni bağışla” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O’nun bağışlaması çok, ikramı boldur. Musa dedi ki “Rabbim! Bana ettiğin iyiliğe karşılık artık suçlulara arka çıkmayacağım.”
Musa geceyi şehirde geçirdi, sürekli çevresini gözetliyordu. Bir de ne görsün? Bir gün önce kendisinden yardım isteyen kişi, feryat ederek yine yardım istiyordu. Musa ona dedi ki “Yaramaz adamın teki olduğun çok açık .” Musa kendisinin ve halkından olan kişinin düşmanını yakalamak isteyince adam dedi ki “Musa, dün bir kişiyi öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun? Senin bu ülkede hedefin sadece zorba biri olmak, yoksa arayı bulmak diye bir niyetin yok.”
(Kasas Suresi 28/15-19)
İnsanların tanımadıkları kişileri gerçekte olmadıkları etiketlerle yaftalamaları, onlara iftira ederek çok iyi tanıdıkları kendi benliklerini temize çıkarmaya çalışmaları Kur’an’ın bu muhteşem ayetleri ile de kayıt altına alınmış önemli özelliklerindendir. Mü’min ise başkalarının değil, Allah’ın ne dediğini önemseyip O’na sığınan, müslüman ölmek için didinen kişinin adıdır.
Erdem Uygan’ın kaleme aldığı bu yazı, 5.8.2015 tarihinde Fıtrat Haber sitesinde yayımlanmıştır.